Page 60 - Üstün Yetenekliler Eğitimi için Toplum 5.0
P. 60
BÖLÜM 3
BAŞLANGIÇTAN GÜNÜMÜZE SANAT VE TASARIM YOLCULUĞU
Melike Bahar TİKE TETİK
Oynar gibi yaşamalı; oyunlar oynamalı, şarkı söylemeli, dans
etmeli, böylece Tanrıların gönlü alınmış olur ve insan kendini
düşmanlarına karşı savunur, yarışı kazanır.
Platon, Yasalar
1. GİRİŞ
Tüm sanat dallarının zorunlu bir gereksinim sonucu doğduğu ve zaman
içerisinde şekillenerek günümüze kadar geldiği çeşitli kaynaklardan ve yapılan
araştırmalardan anlaşılmaktadır. İnsanın yaşam içerisindeki mücadelesinde kendi
gücünü tanımasına yardımcı olduğu düşünülen sanat, ilkel topluluklarda doğanın
korkutucu ve gizemli görünen güçlerini etkileme ve onlara yön verme çabasının
ürünü olmuşlardır. Başlangıçta işlevsel olması esas kabul edilirken zamanla
estetik kaygıları ve kimliği gelişerek kolektif bir ürün, güzele verilen beğenme
hissi, yaratma eyleminin hazzı gibi değerler yüklenmiştir. Şener’e göre (1975),
“İlkellerde sanat yaşamın süsü değil, kendidir. Yaşama ışık tutar, onu güçlendirir.
Sırasında somut gerçeklerin dökümünü yapar, sırasında soyut olanı yakalamaya
çalışır. İlişkileri, bu ilişkilerin saklı nedenlerini bulup ortaya çıkarır. Toplumu
düzenleyen kuralları ele alır. Bu kuralları koşullayan değer yargılarını eleştirir,
düzeltir, yeniler.”
2. SANATIN KÖKENİ, AMACI VE TARİHİ
Moissej Kagan’ın Güzellik Bilimi Olarak Estetik ve Sanat adlı eserinde,
sanatsal yaratımın dünyadaki nesnelerin canlandırılması olduğunu dile
getirilmektedir. Aynı zamanda, Mouster dönemi diye adlandırılan ilkel dönem ya
da taş devrinde mağara duvarlarına yapılan hayvan, doğa tasvirleri ya da el izleri
ilk sanat eseri olarak kabul edildiğini belirtir (Kagan, 1982).
Bornova Şehit Fatih Satır Bilim ve Sanat Merkezi
47